Risk gruplarına yönelik sosyal politikalar sosyal güvenlik sistemlerinin ayrılmaz bir parçasıdır, diyebiliriz. Türk Sosyal Güvenlik Hukukunda malul durumda olan işçilere bu kapsamda bir çok hak tanınmıştır.
Malullük, işçinin çalışma gücünün kısmen veya tamamen yitirilmesi sonucunda işçide sürekli bir gelir kaybına yol açan bir risktir. Malul durumdaki işçiler belirli şartlar dahilinde daha az süre çalışarak ve daha az prim ödeyerek emekli olabilirler. Bunun için asli şart maluliyeti kanıtlar nitelikte rapor almaktır.
5510 sayılı Sosyal Güvenlik Mevzuatına göre, SSK ve Bağ-Kur kapsamındaki işçiler çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60’ını kaybetmiş durumda ise malul sayılmaktadır. Fakat burada çok önemli bir noktanın üzerinde durmamız gerekmektedir. Şöyle ki; eğer işçinin, işe başlamadan önce bir maluliyeti varsa malulen emeklilikten faydalanamamaktadır. Yani işçinin engeli ya da maluliyeti, sigortalı olduktan sonra gerçekleşmiş olmalıdır.
İşçinin (sigortalı işçilerin) malulen emekli olması için 3 şart bulunmaktadır. Bu şartlar;
İşçi çalışma gücünü en az %60 oranında kaybetmiş olmalıdır.
İşçinin ilk sigortalı olduğu tarihten bugüne en az 10 yıl geçmesi gerekmektedir. (İşçi bir başkasının sürekli bakımına muhtaç olacak ölçüde malul durumda ise bu 10 yıl şartı aranmaz.)
İşçi en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması gerekmektedir.
İşçinin malulen emekli olmasında 10 yıl şartının aranmaması için bir başkasının bakımına sürekli muhtaç olduğu durumlar ise ‘’Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’’ nde şu şekilde geçmektedir:
‘’MADDE 12 – (1) Sigortalıların ve kadın sigortalıların malul çocuklarının başka birinin sürekli bakımına muhtaç olduğu durumlar aşağıda belirtilmiştir.
- a) Kuadripleji, parapleji, dipleji ve sigortalının yaşamını kendi başına yürütmesine engel hemipleji veya merkezi sinir sisteminin sfinkter bozuklukları ile birlikte olan diğer hastalıklar.
- b) Süreli veya sürekli ruh sağlığı ve hastalıkları kliniğinde kalmayı gerektiren ve tedavi edilemeyen psikotik hastalıklar.
- c) İki gözde de yüzde yüz (tam) görme kaybı.
ç) İki elin kaybı.
- d) Bir kolun omuzdan ve bir bacağın kalçadan kaybı.
- e) Her iki bacağın alttan en az 1/3’ünün kaybı.
- f) Tedavisi olanaksız bir hastalıktan ileri gelen ağır beslenme bozuklukları ve kaşeksiler.
- g) Solunum yetmezliği nedeniyle yardımcı solunum cihazlarının sürekli kullanılması.
ğ) Giyinme, beslenme, fonksiyonel mobilite, bağırsak ve mesane bakımı, kişisel hijyen ve tuvalet ihtiyaçları gibi günlük yaşam aktivitelerinin sağlanamaması.
- h) Yukarıda tespit edilen hastalıklar dışında kaldığı halde tedavi edilemeyen, başka birinin sürekli bakımına muhtaç olan ağır hastalıklar.’’
Yukarıda saydığımız 3 şartın birlikte sağlanması durumunda işçi malulen emekli olabilmekte ve emekli aylığına hak kazanabilmektedir.
MALULEN EMEKLİLİK AYLIĞI ALABİLMEK İÇİN NEREYE BAŞVURMAK GEREKİR?
İşçilerin farklı hastanelere başvurup almış oldukları engellik oranlarını gösteren raporlar, SGK’ya göre malul sayılmaları için yeterli değildir. İşçinin bağlı olduğu SGK il müdürlüğüne ya da sosyal güvenlik merkezine başvuru yapması gerekmektedir. SGK İl Müdürlüğü ya da Sosyal Güvenlik Merkezi işçiyi bu konuda yetkili bir hastanenin sağlık kuruluna sevk eder. İlgili hastanede işçiye en az %60 oranında engelli olduğuna dair rapor verilirse, işçi bu raporu SGK’ya teslim etmelidir. SGK il müdürlüğünün verilen raporu onaylama yetkisi yoktur. Bu yetki SGK Kurum Sağlık Kuruluna aittir. SGK Kurum Sağlık Kurulu’na gönderilen rapora ilişkin red kararı verilirse, işçi SGK Yüksek Sağlık Kuruluna itirazda bulunabilir. Kurum sağlık raporunu onaylarsa SGK İl Müdürlüğü tarafından malulen emeklilik işlemleri yapılmaktadır. İşçi bu durumda malulen emeklilik aylığına hak kazanır.
SONUÇ
İşçi daha az sigorta yılı çalışarak ve daha az prim ödeyerek malulen emeklilik aylığına hak kazanabilir. Fakat bunun için işçiye %60 oranında engellilik raporunun SGK’nın belirlediği yetkili bir hastanenin sağlık kurulu tarafından uygun görülmesi gerekmektedir. Tek şart bu değildir. Çünkü bu raporun SGK Yüksek Sağlık Kurulu tarafından da onaydan geçmektedir. İşçi, red sonucu ile karşılaşması durumunda SGK Yüksek Sağlık Kuruluna itirazda bulunabilir.