Kıdem tazminatı, işçinin en temel alacak haklarından biridir. Kıdem tazminatı, kanunda öngörülen şekilde kıdeme hak kazanacak şekilde işten ayrılan yada haklı fesih nedenleri dışında işveren tarafından işten çıkarılan işçilere, çalışmış olduğu süreler göz önünde bulundurularak ödenir.
Ancak 4857 sayılı İş Kanunu’nda kıdem tazminatının ödenme zamanına dair her hangi bir süre öngörülmemiştir. Kıdem tazminatı ödemesi için kabul gören genel kural bu tazminatın derhal ödenmesi gerektiğidir. Kıdem tazminatı hakkı, iş sözleşmesinin sona ermesine bağlı bir hak olduğundan, bu tazminat işçi ile işveren arasındaki iş akdi sona erdiğinde peşin olarak ödenmelidir. Ancak bazı ekonomik sebeplerle kıdem tazminatı ödemesi iş sözleşmesinin sona erdiği tarihte yapılamamaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 120. maddesinde yer alan düzenleme gereği, yürürlükten kaldırılan 1475 sayılı İş Kanunu’nun halen yürürlükteki tek maddesi olan 14. Maddesi şu şekildedir; ‘’Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi sebebiyle açılacak davanın sonunda hakim gecikme süresi için, ödenmeyen süreye göre mevduata uygulanan en yüksek faizin ödenmesine hükmeder. İşçinin mevzuattan doğan diğer hakları saklıdır.’’ olarak düzenlenmiştir. Yani kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanacak en yüksek faize karar verilecektir. Mevduata uygulanacak en yüksek faizin başlangıcı ise iş sözleşmesinin feshedildiği tarihtir.
İş kanununda, kıdem tazminatının işçiye taksitler halinde ödenmesi konusunda net bir hüküm bulunmamaktadır. Fakat işçi ve işverenin karşılıklı anlaşmaları durumunda, kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesi olanaklıdır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 15138 numaralı kararında bu duruma ilişkin; ‘’Kıdem tazminatının taksitlendirilerek ödenmesi halinde, gecikme faizleri ödeme tarihleri dikkate alınarak hesaplanır.’’ Yani işçinin kıdem tazminatının taksitlendirilerek ödenmesini kabul ettiği durumda, gecikme faizleri ödeme tarihlerine bakılarak ödenir.
Bir diğer önemli husus ise; Yargıtay’ın başka bir kararında kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini kabul eden işçi, bu konuda hataya düşürüldüğünü, ya da kandırıldığını ileri sürüp kanıtlayamazsa faiz hakkından vazgeçmiş sayılmaktadır. Konu ile ilgili kararı inceleyecek olursak;
‘’Kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini kabul eden işçi, bu konuda iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürüp kanıtlamadığı sürece faiz hakkından vazgeçmiş sayılır. Taksitlerin zamanında ödenmesi durumunda ayrıca faize hak kazanılamaz. Bu konuda daha sonraki taksitlerin ödemesi sırasında ihtirazı kayıt ileri sürülmesinin sonuca bir etkisi yoktur. Ancak, taksitlerden bir ya da bazılarının gününde ödenmemesi durumunda hak kazanılan kıdem tazminatının tamamı için faize karar verilmelidir.’’
Yani işçi, kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini kabul edip, işverenin de bu taksitleri zamanında ödemesi durumunda ayrıca faize hak kazanamaz. Ancak, taksitler gününde ödenmez ise, bu durumda işçi, taksitle ödeme anlaşmasına bağlı değildir. İşçi, kıdem tazminatının tamamı için fesih tarihinden itibaren faize hak kazanacaktır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin başka bir kararında , ‘’İşçinin, taksitler halinde ödenen kıdem tazminatı için geçmiş günler faizi isteyebilmesi, ancak ödemelerin çekince kaydı konularak alınmış olması durumunda geçerlidir.’’ Yargıtay kararına göre kıdem tazminatının taksitle ödenmesi halinde çekince kaydıyla alınan kısımlar için iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren faiz istenebileceği kabul edilmiştir.
Sonuç olarak kıdem tazminatına hak kazanan işçi, zamanında ödenmeyen kıdem tazminatını daha sonraki bir tarihte tek seferde ya da birden çok taksit halinde işverenden alıp, ödeme bitmeden faiz hakkını saklı tuttuğunu belirtir bir irade ortaya koymazsa faiz talebinde bulunamaz. İşçi, kıdem tazminatının taksitle ödenmesini kabul ettiğini beyan ettiği evraka, ihtirazi kayıt koymalı ve faiz talebini yazmalıdır.