Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2018/14978 Esas ve 2018/28281 sayılı Kararında, usta eğitici olarak çalışan işçinin ücret, bayram ve tatil ücretinin nasıl hesaplanması gerektiğine ilişkin emsal nitelikte bir karar verdi.
Somut uyuşmazlıkta, davacının aylık maktu ücretle değil, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 176. maddesine göre, ders saati ücreti ile çalıştığı anlaşılmaktadır.
22 Hukuk Dairesi’nce usta öğreticiler bakımından uygulanan kriterlere göre; öncelikle davacının bir ayda çalıştığı toplam ders saati süresi, o ayda fiilen çalıştığı toplam gün sayısına bölünerek, günlük ortalama çalışma saat süresi bulunmalıdır. Bulunan günlük ortalama çalışma saat süresinin, ders saati ücreti ile çarpılması neticesinde ulaşılan miktar nazara alınarak, çalışma karşılığı olmayan hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günleri ücretleri hesaplanmalıdır. Bu hesaplama, her ay için ayrı ayrı yapılmalıdır.
Örnek vererek açıklamak gerekirse; ilgili ayda, toplam yüzkırk ders saati fiilen çalışan bir usta öğreticinin, o ay için aylık fiilen çalıştığı gün sayısının yirmi gün olduğu ve ders saati ücretinin ise 10,00 TL olduğu kabul edilirse; bu ayda çalışılan toplam ders saatinin (140 saat), fiilen çalıştığı toplam gün sayısına (20 gün) bölünmesi neticesinde, günlük ortalama çalışma saat süresinin yedi saat olduğu sonucuna ulaşılacaktır. Söz konusu günlük ortalama çalışma saat süresinin (7 saat), ders saati ücreti (10,00 TL) ile çarpımı neticesinde ulaşılan, 70,00 TL miktarı, çalışma karşılığı olmayan bir günlük hafta tatili veya ulusal bayram ve genel tatili ücretidir.
Şu husus da belirtilmelidir ki, somut olayda, taraflar arasında, akti tatile ilişkin bir anlaşma olmadığından, usta öğretici olan davacının, 4857 sayılı Kanun hükümlerine göre, çalışma karşılığı olmadan ücreti ödenmesi gerekli hafta tatili gününün, haftada sadece bir gün olduğu kabul edilmelidir.
Aylık ücret miktarının belirlenmesine gelince; usta öğreticiye ilgili ay için, o ayda fiilen çalıştığı ders saati ile ders saat ücretinin çarpımı neticesinde bulunacak tutara, o ayda çalışma karşılığı olmayan hafta tatili günleri için hesaplanan ücret tutarı eklenmeli ve ulaşılan sonuç aylık ücret miktarı olarak esas alınmalıdır. Örneğin, ilgili ayda, toplam yüzkırk ders saati fiilen çalışan ve ders saati ücreti 10,00 TL olan bir usta öğreticinin, fiili çalışması karşılığı hak kazandığı tutar, 140 X 10,00 TL =1.400,00 TL’dir. Yukarıdaki paragraftaki hesaplamaya göre, çalışma karşılığı olmayan hafta tatili gününün ücretinin 70,00 TL olduğu ve ilgili ay için çalışma karşılığı olmadan toplam dört günlük hafta tatili ücretinin bulunduğu kabul edilirse, bu ay için ödenmesi gerekecek toplam çalışma karşılığı olmayan hafta tatili günü ücreti 70,00 TL X 4 = 280,00 TL olacaktır. 1.400,00 TL ile 280,00 TL’nin toplamı neticesinde ulaşılan 1.680,00 TL miktarı, aylık ücret miktarı olarak tespit edilmelidir.
Bu noktada, şu husus da gözden kaçırılmamalıdır ki; kıdem tazminatı gibi feshe bağlı hakların son ücret üzerinden hesaplanması gerektiği kuraldır. Ancak, eldeki uyuşmazlıkta, davacı aylık maktu ücretle değil, ders saati ücreti ile çalışmıştır. Dolayısıyla, yukarıdaki hesaplama yöntemine göre davacının aylık ücretinin aydan aya değişebilmesi durumu söz konusudur. Bu halde, kıdem tazminatı gibi feshe bağlı haklarda, son bir yıllık aylık ücret ortalamasının esas alınması gereklidir.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ücretinin, saat ücretinin yedi buçuk ile çarpılması ve çıkan sonucun da otuz ile çarpılması ile hesaplanması doğru olmamıştır. Yapılması gereken izah edildiği üzere; davacının bir ayda fiili olarak çalıştığı toplam saat süresinin bir ayda çalışılan gün sayısına bölünmesi sonucunda günlük ortalama çalışma süresi bulunduktan sonra davacıya verilen saat ücretinin bulunan ortalama günlük çalışma saati ile çarpımı sonucunda çalışma karşılığı olmayan bir günlük ücreti tespit edilmeli, davacının fiilen çalışması karşılığında hakkettiği miktara çalışma karşılığı olmayan günlere ait ücretin eklenerek ve davacının talebi kıdem tazminatına yönelik olması sebebi ile de son bir yıl için ayrı ayrı her ay bu hesaplama yapıldıktan sonra bu ayların ortalaması alınarak kıdem tazminatına esas ücret tespit edildilmeli ve davacının talep edebileceği kıdem tazminatı hesaplanan bu miktara göre tespit edilmelidir. (22. Hukuk Dairesi 2018/14978 Esas ve 2018/28281 sayılı Kararı)