4857 sayılı İş Kanunu’nun 25’inci maddesinde işveren açısından haklı fesih sebepleri sıralanmıştır. İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı ise aynı kanunun 24. maddesinde düzenlenmiştir.
İşçi veya işveren bakımından haklı fesih nedenlerinin ortaya çıkması halinde, iş sözleşmesinin diğer tarafının sözleşmeyi haklı nedenle fesih yetkisini kullanılma süresi sınırsız değildir.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2016/28127 Esas ve 2019/892 sayılı Kararında, haklı nedenle fesih ve bu hakkın kullanım sürelerine ilişkin detaylı hükümlere yer verilmiştir.
Söz konusu Karar’a göre 4857 İş Kanunu’nun 26. maddesinde, fesih nedeninin öğrenildiği tarih ile olayın gerçekleştiği tarih başlangıç esas alınmak üzere iki ayrı süre öngörülmüştür. Bu süreler içinde fesih yoluna gitmeyen işçi ya da işverenin feshi, haklı bir feshin sonuçlarını doğurmaz. Bu süre, feshe neden olan olayın diğer tarafça öğrenilmesinden itibaren 6 işgünü ve herhalde fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren 1 yıl olarak belirlenmiştir.
6 iş günlük süre işçi ya da işverenin haklı feshe neden olan olayı öğrendiği günden itibaren işlemeye başlar. Olayı öğrenme günü hesaba katılmaksızın, takip eden iş günleri sayılarak altıncı günün bitiminde haklı fesih yetkisi sona erer.
İşverenin tüzel kişi olması durumunda altı iş günü süre, feshe yetkili merciin öğrendiği günden başlar. Bu konuda müfettiş soruşturması yapılması, olayın disiplin kurulunca görüşülmesi süreyi başlatmaz. Olayın feshe yetkili kişi ya da kurula intikal ettirildiği gün 6 iş günlük sürenin başlangıcını oluşturur. Bir yıllık süre ise her durumda olayın gerçekleştiği günden başlar.
4857 sayılı Kanun’un 26. maddesinde öngörülen 6 iş günlük ve 1 yıllık süreler ayrı ayrı hak düşürücü niteliktedir. Bir başka anlatımla fesih hakkının öğrenmeden itibaren 6 iş günü ve olayın gerçekleşmesinden itibaren 1 yıl içinde kullanılması şarttır. Sürelerden birinin dahi geçmiş olması haklı fesih imkanını ortadan kaldırır.
Hak düşürücü sürenin niteliğinden dolayı taraflar ileri sürmese dahi, hakim resen dikkate almak zorundadır.
Bu maddede belirtilen süreler geçtikten sonra bildirimsiz fesih hakkını kullanan taraf, haksız olarak sözleşmeyi bozmuş sayılacağından ihbar tazminatı ile şartları oluşmuşsa kıdem tazminatından sorumlu olur.
Somut olayda davacı davalı şirket bünyesinde market elemanı olarak çalışmış olup iş sözleşmesi Javdes Yönetim Kurulunun 26.09.2012 tarih ve 418 sayılı kararıyla feshedilmiştir. Mahkemece fesih bildiriminde belirtilen feshe gerekçe gösterilen eylemlerin davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatının kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
İşverence davacının işveren yetkililerine hakaret ettiğine dair marketteki güvenlik kamerası kayıtları CD şeklinde dosyaya sunulmuştur. Mahkemece CD çözümü yaptırılmamıştır. Dosyada mevcut CD’nin çözümü yaptırılarak, işveren yetkilileri hakkında küfür ve hakaret içerikli beyanının tespiti halinde haklı fesih oluşacağından kıdem ve ihbar tazminatları reddedilmelidir. Aksi halde ise şimdiki gibi hüküm kurulmalıdır.
Yargıtay kararına ulaşmak için tıklayınız