İşçilerin yıllık ücretli izinlerinin yanı sıra, olaya bağlı olarak kullanabilecekleri ve yine ücretli olan mazeret izin hakları bulunmaktadır.
İşçilerin ücretli mazeret izin hakları, 4857 sayılı İş Kanunu’nda “Mazeret izni” başlıklı Ek Madde 2 ile şu şekilde tanımlanmıştır:
“Mazeret izni
Ek Madde 2 – (Ek: 4/4/2015-6645/35 md.) İşçiye; evlenmesi veya evlat edinmesi ya da ana veya babasının, eşinin, kardeşinin, çocuğunun ölümü hâlinde üç gün, eşinin doğum yapması hâlinde ise beş gün ücretli izin verilir. İşçilerin en az yüzde yetmiş oranında engelli veya süreğen hastalığı olan çocuğunun tedavisinde, hastalık raporuna dayalı olarak ve çalışan ebeveynden sadece biri tarafından kullanılması kaydıyla, bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde on güne kadar ücretli izin verilir.”
Dolayısıyla Kanun’daki bu düzenlemeye göre;
Eşinin Doğum Yapması Halinde: 5 Gün
Evlenmesi Halinde 3 Gün
Eş ve Çocuğunun Ölümü Halinde: 3 Gün
Anne, Baba, Kardeşinin Ölümü 3 Gün
Evlat Edinme Mazeret İzni: 3 Gün
Özürlü Çocuk Mazeret İzni: 3 Gün izin hakkı bulunmaktadır.
Bilindiği gibi Kanun’daki bu mazeret izin süreleri, Toplu İş Sözleşmesiyle uzatılabilmektedir.
Mazeret izinleri, yukarıda sayılan durumların birinin ortaya çıkmasıyla kullanılması gereken ve işverenin ücretli olarak vermesi zorunlu olan bir izin türüdür.
Peki mazeret izinleri ne zaman kullanılmalıdır?
Kullanılmayan mazeret izin yanar mı?
Kullanılmayan mazeret izin, yıllık izinde olduğu gibi iş sözleşmesinin feshi halinde ücrete dönüşür mü?
Mazeret izni, ücretli izin olması yönüyle yıllık izinle benzerlik göstermekle birlikte, olaya bağlı olarak kullanılma zorunluluğu ve ücrete dönüşmeme yönüyle yıllık izinden ayrılmaktadır.
Mazeret izinlerinin olaya bağlı olarak kullanılması gerektiği ve yıllık izin gibi ücrete dönüşmeyeceği, Yargıtay kararlarıyla açıklığa kavuşturulmuş bir husustur.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2011/6774 E., 2013/13240 sayılı Kararında şu hükme yer verilmiştir:
“Somut olayda, Türk İş Hukukunda 4857 sayılı İş Kanunu’nun 53 ve devamı maddelerinde yıllık ücretli izin düzenlenmiş, yıllık ücretli iznin bir dinlenme hakkı olduğu, kullandırılmasının esas olduğu, ancak kullandırılmadığı takdirde ancak iş sözleşmesinin feshedilmesi ile karşılığı ücret alacağının ödeneceği belirtilmiştir. Anılan yasada mazeret izinlerine kısmen yer verilmesine rağmen, bu mazeret izinlerinin kullandırılmaması halinde, karşılığında ücret ödeneceği açıkça düzenlenmemiştir. Bunun dışında Hafta Tatili Hakkındaki Kanun hükümleri uyarınca, çalışanlara haftada bir gün dinlenmeleri için izin verilmesi gerekmektedir. Tatil günü çalışılması halinde, çalışılan aydaki ücret üzerinden bu alacağı takip eden ayda talep etme hakkı doğmaktadır. Ücretli iznin kullandırılmaması halinde karşılığı ücretin, tatil günü çalışılması halinde yine karşılığı ücretin ödenmesi yasadan kaynaklanmaktadır. Yıllık ve haftalık ücretli izinlerle, belli bir süre işçinin dinlenerek ruhi ve bedeni güç kazanması amaçlanmıştır. Mazeret izinleri, belirli olayların veya durumların gerçekleşmesine bağlı olduklarından genel anlamda dinlenme hakkı kapsamında ele alınmamalıdır.
Yıllık ücretli izin ile hafta tatilinin süresi İş Kanununda nispi emredici olarak düzenlenmiş olup, işçinin belli bir süre çalışması durumunda hak edeceği yıllık izin ve hafta tatilinin kullanılacağı zamanı belirleme yetkisi yönetim hakkı kapsamında işverene tanınmıştır. İşçinin hukuki açıdan mazeretli sayılmasını gerektiren inceleme konusu izinlerde ise işverenin yönetim hakkı yıllık izin ve hafta tatiline göre nispeten sınırlıdır. Yıllık ücretli izin, işverenin yönetim hakkı kapsamında işçiye yılın herhangi bir zaman diliminde ya da daha sonraki bir dönemde kullandırılabilir. Kullandırılmadığı takdirde sonuçta, iş sözleşmesinin feshi ile bu hak izin alacağına dönüşmektedir. Oysa yıllık ücretli izin dışındaki yasal diğer izinlerin, izni gerektiren olgunun, gerçekleştiği anda kullanılması gerekir. İşçi bu iznini, izni gerektiren olay bittikten sonra işverene talepte bulunarak kullanamayacağı gibi, ilerde kullanmadığı gerekçesi ile karşılığı ücretin ödenmesini talep edemez. Bir başka anlatımla, bu izinler ilerde alacağa dönüşmez. Mazeret izinlerinin kullanılabilmesi için kural olarak işçinin bu yönde talepte bulunması gerekir.
… Anılan izinlerin dinlenme hakkı kapsamında bulunmadığı, belirli bir görev veya işleri takip için getirildiği, bu anlamda niteliği itibari ile mazeret izinlerine benzediği anlaşılmaktadır. İzni gerektiren olay bittikten sonra işverene talepte bulunarak bu izni kullanamayacağı gibi, ilerde kullanmadığı gerekçesi ile karşılığı ücretin ödenmesini de talep edemez. İşçinin işlerini görmek için öngörülen bu iznin fesih sonrası ücrete dönüşmesi olanağı bulunmamaktadır. Anılan idari izin isteğinin kullanılmadığı gerekçesi ile yıllık ücretli izin gibi karşılığı ücret alacağına karar verilmesi hatalıdır.”
İşte o Yargıtay kararı:
9. Hukuk Dairesi 2011/6774 E. , 2013/13240 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, vardiya gece zammı ücreti, kullandırılmayan ücretli idari izin ücreti, genel tatil ücreti ile fazla çalışma ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, vardiya gece zammı, kullandırılmayan ücretli idari izin ücreti, genel tatil ve fazla çalışma alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ücretli idari izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, Türk İş Hukukunda 4857 sayılı İş Kanunu’nun 53 ve devamı maddelerinde yıllık ücretli izin düzenlenmiş, yıllık ücretli iznin bir dinlenme hakkı olduğu, kullandırılmasının esas olduğu, ancak kullandırılmadığı takdirde ancak iş sözleşmesinin feshedilmesi ile karşılığı ücret alacağının ödeneceği belirtilmiştir. Anılan yasada mazeret izinlerine kısmen yer verilmesine rağmen, bu mazeret izinlerinin kullandırılmaması halinde, karşılığında ücret ödeneceği açıkça düzenlenmemiştir. Bunun dışında Hafta Tatili Hakkındaki Kanun hükümleri uyarınca, çalışanlara haftada bir gün dinlenmeleri için izin verilmesi gerekmektedir. Tatil günü çalışılması halinde, çalışılan aydaki ücret üzerinden bu alacağı takip eden ayda talep etme hakkı doğmaktadır. Ücretli iznin kullandırılmaması halinde karşılığı ücretin, tatil günü çalışılması halinde yine karşılığı ücretin ödenmesi yasadan kaynaklanmaktadır. Yıllık ve haftalık ücretli izinlerle, belli bir süre işçinin dinlenerek ruhi ve bedeni güç kazanması amaçlanmıştır. Mazeret izinleri, belirli olayların veya durumların gerçekleşmesine bağlı olduklarından genel anlamda dinlenme hakkı kapsamında ele alınmamalıdır.Yıllık ücretli izin ile hafta tatilinin süresi İş Kanununda nispi emredici olarak düzenlenmiş olup, işçinin belli bir süre çalışması durumunda hak edeceği yıllık izin ve hafta tatilinin kullanılacağı zamanı belirleme yetkisi yönetim hakkı kapsamında işverene tanınmıştır. İşçinin hukuki açıdan mazeretli sayılmasını gerektiren inceleme konusu izinlerde ise işverenin yönetim hakkı yıllık izin ve hafta tatiline göre nispeten sınırlıdır. Yıllık ücretli izin, işverenin yönetim hakkı kapsamında işçiye yılın herhangi bir zaman diliminde yada daha sonraki bir dönemde kullandırılabilir. Kullandırılmadığı takdirde sonuçta, iş sözleşmesinin feshi ile bu hak izin alacağına dönüşmektedir.
Oysa yıllık ücretli izin dışındaki yasal diğer izinlerin, izni gerektiren olgunun, gerçekleştiği anda kullanılması gerekir. İşçi bu iznini, izni gerektiren olay bittikten sonra işverene talepte bulunarak kullanamayacağı gibi, ilerde kullanmadığı gerekçesi ile karşılığı ücretin ödenmesini talep edemez. Bir başka anlatımla, bu izinler ilerde alacağa dönüşmez. Mazeret izinlerinin kullanılabilmesi için kural olarak işçinin bu yönde talepte bulunması gerekir.
Dosya içeriğine göre davacının üyesi olduğu sendika ile davalı işveren arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmesinin 31/b maddesinde, İşçiye işlerini görmek üzere, ayda bir iş günü ayrıca ücretli idari izin verileceği düzenlenmiştir. Ancak anılan maddelerde bu izinlerin kullandırılmaması halinde ne gibi bir hukuki yaptırım uygulanacağı kararlaştırılmamıştır. Anılan izinlerin dinlenme hakkı kapsamında bulunmadığı, belirli bir görev veya işleri takip için getirildiği, bu anlamda niteliği itibari ile mazeret izinlerine benzediği anlaşılmaktadır. İzni gerektiren olay bittikten sonra işverene talepte bulunarak bu izni kullanamayacağı gibi, ilerde kullanmadığı gerekçesi ile karşılığı ücretin ödenmesini de talep edemez. İşçinin işlerini görmek için öngörülen bu iznin fesih sonrası ücrete dönüşmesi olanağı bulunmamaktadır. Anılan idari izin isteğinin kullanılmadığı gerekçesi ile yıllık ücretli izin gibi karşılığı ücret alacağına karar verilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, 02.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2014/30441 E., 2016/5377 sayıyı Kararında ise şöyle denilmektedir:
“Davacının nikah izni alacağı, bu izinde çalışma karşılığı talep ettiği ücret 4857 Sayılı Kanunun 46/b maddesi gereğince aynı Kanunun 55/ı maddesi uyarınca mazeret iznidir. Mazeret izinleri kural olarak doğduğu anda kullanılması gerekir. Kullanılmadığı taktirde yıllık ücretli izin gibi ücrete dönüşmez. Kaldı ki dosyada davacının açıkça bu izni kullanmayacağına dair beyanı mevcut olup nikah izin ücreti talebinin reddi yerine kabulü hatalıdır.”
İşte o Yargıtay kararı:
9. Hukuk Dairesi 2014/30441 E. , 2016/5377 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti, nikah izni ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, ücret alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş akdini haklı olarak feshettiği iddiasıyla kıdem tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile nikah izni ücreti alacaklarına hükmedilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının talep ettiği ücret alacaklarını bordrolar ile aldığını, herhangi bir alacağının bulunmadığını, evlilik nedeniyle izin başvurusunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak kıdem tazminatı talebinin kabulüne, fazla çalışma ile nikah izin ücreti taleplerinin kısmen kabulüne, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı avukatı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacının nikah izni alacağı, bu izinde çalışma karşılığı talep ettiği ücret 4857 Sayılı Kanunun 46/b maddesi gereğince aynı Kanunun 55/ı maddesi uyarınca mazeret iznidir. Mazeret izinleri kural olarak doğduğu anda kullanılması gerekir. Kullanılmadığı taktirde yıllık ücretli izin gibi ücrete dönüşmez. Kaldı ki dosyada davacının açıkça bu izni kullanmayacağına dair beyanı mevcut olup nikah izin ücreti talebinin reddi yerine kabulü hatalıdır.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
SONUÇ
Türk İş Hukukunda yıllık ücretli izin ayrıntılı şekilde düzenlenmiş, kullandırılmadığı takdirde iş sözleşmesinin feshedilmesiyle ücrete dönüşeceği de hüküm altına alınmıştır.
Ancak mazeret izinleriyle ilgili aynı durum sözkonusu değildir. 4857 sayılı Kanunda, mazeret izinlerine yer verilmesine rağmen, bu mazeret izinlerinin kullandırılmaması durumunda, karşılığı olarak ücret ödeneceği düzenlenmemiştir.
Mazeret izinleri, belirli olayların veya durumların gerçekleşmesine bağlı olduklarından genel anlamda dinlenme hakkı kapsamında ele alınmamalıdır.
Dolayısıyla yıllık ücretli izin dışındaki yasal diğer izinlerin (mazeret izni), izni gerektiren olgunun gerçekleştiği anda kullanılması gerekir. Bir diğer ifade ile mazeret izinlerinin, kural olarak doğduğu anda kullanılması gerekir.
Örneğin Çarşamba günü çocuğu olan işçinin mazeret izin günleri; Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi ve Pazar günleridir.
İşçi bu iznini, izni gerektiren olay bittikten sonra işverene talepte bulunarak kullanamaz. Aynı şekilde ileri bir tarihte, kullanmadığı mazeret izni gerekçesiyle ücret ödenmesini talep edemez. Kullanılmadığı taktirde yıllık ücretli izin gibi ücrete dönüşmez.
Bu izinler, ileride de alacağa dönüşmez. Ayrıca mazeret izinlerinin kullanılabilmesi için işçinin bu yönde talepte bulunması gerekir. İşçi olaya bağlı olarak talepte bulunmamışsa, mazeret izin hakkı yanacaktır.
Örneğin çocuğu olan işçi, bu durumu işveren bildirip mazeret izin talebinde bulunmaz ise bu izin hakkı yanacaktır ve sonradan talepte bulunması mümkün olamayacaktır.